31 Temmuz 2012 Salı

Çador...



...

"Çünkü insanın kelimelerini emanet edebileceği bir yüzün var senin," dedi. "Kendi uğultusunda kör olmamış bakışların, hala taze bakıyor dünyaya, içinin çıplağını yankılarken bakışları kör olmuş yüzlerce insan var sokaklarda hayaletler gibi dolaşan. Birbirlerinin yüzlerinde kaybolmuşlar. Birinin yüzünden diğerinin yalnızlığına geçiliyor. Bazı insanlar bir kelime darbesiyle ölürler. Şimdilerde ise değil ölmek, kimseye tek bir mana bile söylemiyor kelimeler."

...

Çador
Murathan Mungan
Sf.50

(Roman Almanca'ya da çevrilmiş.)

Etiketler: ,

30 Temmuz 2012 Pazartesi

Çador...


"Yalan, herkesin gerçeğe bir şey eklemesiyle ortaya çıkar."

Çador*
Murathan Mungan
Sf.9

*Afganistan'lı kadınların giydiği, tüm vücudu kapatan, gözlerin önünde delikli kafes gibi bir boşluğu olan giysi...

Etiketler: ,

17 Mayıs 2012 Perşembe

Şairin Romanı...


"Bazı mahcubiyetler, gecikmiş olduklarından, sahiplerini daha da mahcup ederler."

Şairin Romanı
Murathan Mungan
Nisan 2011

Etiketler: ,

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Hayat, Aşk, Arkadaş, Dost, Hediye...


Kitap sevdiğimi bilen, sevdiğim bir arkadaşım Murathan Mungan-Aşkın Cep Defteri'ni hediye etti sağolsun. Aşağıdaki yazının kedi ile ilgili olan kısmı benim için yeni fakat son birkaç paragraf tanıdık geldi. Sanki Üç Aynalı Kırk Oda'da benzer bir bölüm vardı diye hatırlıyorum. Sağol-varol Pınar. "Aşk hep olsun."


Anneke Hilhorst-1993

Uzun Yol


Fotoğrafta gördüğünüz gibi, biri beyaz, biri kara, iki kedi, birbirlerinin omuzuna kollarını dolamışçasına, kuyruklarını birbirlerine şefkatle sarara, birbirlerine dayanarak bir yola çıkmışlar.

Resimdeki gölgeler, akşamüstünü söylüyor. Yorgun bir günün sonunda evlerine dönüyorlarmış gibi... Yüzlerini görmüyoruz ama, eminim mırıl mırıl konuşuyorlardır. Belli, sınanmış, denenmiş bir dostluk bu. Uzun yolları göze alabilen bi dostluk.

Kedi gibi hareketli, değişken bir hayvanın özel bir anını yakalamak, hele hele fotoğrafını çekmek kolay iş değildir. Benim gibi kedisi olanlar bilir, "Ah yanımda makine olsaydı da, şu halini görüntüleseydim," dediğiniz çok olmuştur. Siz kalkıp makineyi alana kadar o çoktan duruş değiştirir. İyi bir kedi fotoğrafı çekebilmek için pusu kuranların, sonsuz bir sabra ve geniş bir zamana gereksinimleri vardır. Zamanın geniş akışı içinde kedilere özgü tipik bir anı yakalayabilmek için, ellerinde makine, bekleyip dururlar. İşte bu nedenle, yukarıdaki fotoğrafı çeken sanatçı, bu "kareyi" yakaladıktan sonra, kendini mutlu hissetmiş olmalı. Ancak binde bir yakalanan böyle bir anın fotoğrafını çekme fırsatını kendisine sunan Rastlantı Tanrısı'na için için dua etmiş olmalı.

Ya biz, binde bir karşımıza çıkan dostluk, arkadaşlık, sevgililik fırsatlarını ne yapıyoruz? Akşamüstünün gölgeli bir saatinde, yorgun gövdemizi yaslayıp mırıl mırıl konuşacağımız, omuzumuza dolanan bir kolun, başımızı yaslayacağımız bir omuzun, belimizi kavrayan bir elin, uzun yollara dayanıklı ayakların sahibi karşımıza çıktığında, tanıyabiliyor muyuz onu? Değerini biliyor; biricikliğini, benzersizliğini anlayabiliyor muyuz?

Yoksa, hayatı sonsuz, fırsatları sayısız sanıp, kendimizi hep ileride bir gün karşılaşacağımızı sandığımız bir başkasına, bir yenisine ertelerken hayat yanımızdan geçip gidiyor mu?.. Karşımıza erken çıkmış insanları yolumuzun dışına sürerken, bir gün geri dönüp, onu deliler gibi arayacağımızı hiç hesaba katıyor muyuz? Hayat her zaman cömert davranmaz bize, tersine çoğu kez zalimdir. Her zaman aynı fırsatları sunmaz. Toyluk zamanlarını ödetir. Hoyratça kullandığımız arkadaşlıkların, eskitmeden yıprattığımız dostlukların, savurganca harcadığımız aşkların hazin hatırasıyla yapayalnız kalırız bir gün. Bir akşamüstü yanımızda kimsecikler olmaz. Ya da olanlar, olması gerekenler değildir.

Yıldızların bizim için parladığı anları göremeyen gözlerimiz, gün gelir, hayatımızdan kayan yıldızların gömüldüğü maziye kilitlenir.

Kedilerin özel bir anını yakalamak gibidir kendi hayatımızdaki olağanüstü anları ve olağanüstü kişileri yakalamak. Bazılarının gelecekte sandıkları "bir gün..." geçmişte kalmıştır oysa. Hani, şu karşıdan karşıya geçerken, trafik ışıklarında rastladığınız, omuzunuzun üstünden şöyle bir baktığınız, sonra da boş verip, nasıl olsa ileride bir gün yeniden karşıma çıkar dediğinizdir.

Oysa tam da o gün, bu zalim şehri terk etmiştir o. Boş yere sokaklarda aranırsınız.

Bkz.Yeniden Kırk Oda, Kırk bir, Kırk iki...
Belki belki belki...

Etiketler: , , ,

23 Haziran 2011 Perşembe

Doğanın mucizeleri...


Doğanın mucizeleri hiç eskimiyordu. Doğa her zaman yeniydi. Bu sabah gibi, bu rüzgar gibi, şu köpükler gibi. Doğaya ilişkin, kanıksadığımızı sandığımız en tanıdık imgeler bile her an yepyeni bir mucizeyle yenilenebilir, yepyeni bir görünüş, derinlik ve anlam kazanır; her şey birdenbire yerkürenin var olduğu ilk günkü kadar taze ve kullanılmamış oluverirdi. Doğa hiç bıkkınlık vermiyor, hiç usandırmıyor, her seferinde şaşırtmayı sürdürüyordu.

Murathan Mungan
Şairin Romanı
Sf.10
Bölüm 1-Koku

Etiketler: , , ,

20 Haziran 2011 Pazartesi

Kapı ağzında...


Kahvede, kapı ağzındaki masalardan birine oturmuş, kapı her açıldığında içeri dolan soğuktan sanki gelen kişi sorumluymuşçasına, her yeni girenin yüzüne kötü kötü bakıp burnundan soluyordu.

İnsanın kendine kızgın olduğu zamanlarda, kendi dışında bir düşman yaratmak, öfkesini ona boşaltmak ihtiyacı duyduğunu bilen adamlardandı. Ya usulca kapıyı örtüp bir köşeye çekilecek ya da bu oyuna katılıp istediğini verecekti.

Bir an durup hangisini seçmek istediğini tarttı içinde ve onu uyguladı.

Kibrit Çöpleri
Metis Yayınları
Şubat 2011


Her gün ilaç niyetine bir tane okuyorum bitmesin diye.

Hayatımın yarısından fazlası onunla geçti. Tekrar tekrar okudum romanlarını, şiirlerini... Hala da okuyorum ve her seferinde daha farklı algılıyor ve seviyorum.

Henüz tanışmadıysanız tam vaktidir derim. Hadi bir merhaba deyin Murathan Mungan'a!

Merhaba

Etiketler: , , , , ,

1 Temmuz 2010 Perşembe

Herkes ve Birkaç Kişi...



Yağmur herkese yağar
Güneş ısıtır herkesi
Mevsimler herkes içindir
Yalnız çığ altında kalan
Sele kapılan her zaman birkaç kişi

Herkes içindir aşk da ayrılık da
Yalnızca birkaç kişi ölür acıdan
Eskiden ölümle tartılırdı ayrılık
Kiminin hayatı yalnızca unutkanlıktan

Her şey, herkes için değildir oysa
Kimi hiçbir şey öğrenmez karanlıktan
Yalnızlığı kullanmayı bilmez kimi
Kimi ayrılamaz karanlıktan

Yağmur herkese yağar
Ama çok az insan tutar Yağmurun Ellerini
Onca şarkı, onca film, onca roman
Ama sevmeye yetmez herkesin kalbi

Çığ altında kalan, sele kapılan
Aşktan ve acıdan ölen
Birkaç kişi dünyayı başka bir yer yapmaya yeter
Aslında onların hikayesidir anlatılan
Diğerleri dinler, seyreder, geçer gider
Geçer gider herkes
Hikayelerdir geriye kalan.

Murathan Mungan
Fazladan Bir Kitap

Etiketler: ,