13 Aralık 2011 Salı



Bugün annemle babamın (yaşasaydı) 38.evlilik yıldönümü olacaktı. Hayat işte umduğumuz gibi olmuyor bazı şeyler. Annem hatırlamıştır, buruktur herhalde. Bende onların nikah fotoğrafı ile yadetmek istedim o günleri.

Ayrıca bugün kahve yaparken aklıma çok sevdiğim, bugüne kadar tanıdığım en beyefendi yöneticilerimden Altan Sağanak geldi. Odasına girer "size birşey sorabilir miyim?" dediğimde bana bazen aşağıdaki şiiri okurdu. Çok da güzel okurdu. Hayatta ise sağlıklı bir ömür, yok eğer değilse rahmet diliyorum.

ADA'YA DAVET

Bana sor güzelim, üzme kendini,
Ben şairim,
Elbette bilirim
Bu yağmurun ne zaman dineceğini;
Ne zaman açacağım havanın;
Adaya kaçta vapur var.
Çamlarda nasıl sevişir âşıklar,
Tadını, lezzetini o sevdanın
Şöyle bir gülümseyiver,
Derhal dinecek yağmur.
Haydi bizi bekliyor vapur;
Bu tramvay Köprüye gider.

Cahit Sıtkı Tarancı

Etiketler: , ,

25 Ocak 2011 Salı

Ayı Yogi...



22 Ocak 2011 cumartesi günü yeğenim ile birlikte Ayı Yogi filmini izlemek için Capitol AVM'nin sinemasına gittik.

İlk kez yalnız başıma bir çocukla çizgi film izleyecektim. Daha önce izlediklerimin hepsine çocukların anneleri eşlik etmişti. Neyse ki zorlanmadım. Zaten bir gün öncesinden kardeşime başıma neler gelebilir diye sormuştum. Mısır almam halinde sakince filmin sonuna kadar oturacağını söylemişti. Pek sakin oturdu sayılmaz gerçi ama tüm çocukların aynı şeyleri yaptığını görünce normal bir tepki olduğuna kanaat getirdim.

3 boyutlu çekilen, gerçek oyuncularla bilgisayar animasyonunu biraraya getiren Ayı Yogi herkesin en sevdiği piknik sepeti hırsızı ayıyı yepyeni bir macerayla izleyici karşısına çıkarmış.

Kendi çocukluğum geldi aklıma. Şanslı bir çocuktum hem çizgi film hem de oyuncak yönünden.

Ayı Yogi'yi yıllar sonra yeğenim ile birlikte izlemek biraz tuhaf hissettirdi. Çok beğendim ama bizim zamanımızda izlediklerimiz teknoloji olarak daha farklıydı. 3 boyutlu gözlüklerle izlemek belki de farklı hissettirdi. Biz evlerimizde belirli bir saatte her gün buluşmayı beklerken bir heyecan yaşardık ve her gün bambaşka bir tad bırakırdı bittikten sonra.

Gidip izlemeli mi derseniz evet derim. Hatta bir çocukla beraber izlemek farklı bir deneyim olacağından böylesini öneririm.

Etiketler: , , ,

27 Ekim 2010 Çarşamba

Kızkardeşler üzerine...



Bugün kızkardeşimin doğduğu gün.

Eğer kızkardeşiniz varsa bakış açınıza göre, aranızdaki ilişkinin rengine göre değişir ama bence şanslısınız demektir.

Bir kere çok eğlenceli. Kardeşsiniz diye karbon kağıdı konmuş gibi tıpatıp aynı olmazsınız. Ki benim kızkardeşim çok eğlenceli, çok komik, genelde güleryüzlü, çok zeki, yaratıcı ve ağzı şahane laf yapan biridir. Hatta kendi söylemiyle "taş altında kalır, laf altında kalmaz."

Büyürken didiştiğimiz günlerde oldu, dertleştiğimiz, omuzdaş olduğumuz günlerde.

Sonra evlendi ve evler ayrıldı. Uzun zaman alışamadık yokluğuna. Ev o kadar sessiz oluyordu ki çok sıkılıyorduk. Sonra bebeği olunca karşı dairemize taşındı da keyfimiz yerine geldi. Hatta arttı. Çocuk hepimize iyi geldi yani. Bebeği bir süre sonra büyüyüp adam oldu, yürümeye başlayınca pıtır, pıtır gelip daire kapısını ayağıyla tekmeleyerek kendini annesiyle bizim eve davet ettirmeye başladı. Kapıdan giremese terastan geldi. Onlarla vakit geçirmek hepimize iyi geldi, ömrümüze ömür kattı.

Varlığı mutluluk sebebidir kızkardeşimin benim için. İyi yemek yapar, iyi dalga geçer, iyi dert dinler, iyi güldürür, sıkı sinirlendirir, farklı bakış açısı sağlar. Hayat hep renklidir. Yalnız canı sıkılmaya görsün çok fenadır. Tam bir akreptir :)

İyi ki varsın, iyi ki doğmuşsun. Her anı kutlamaya değer, gönlünden geçenlerin kaşla göz arasında gerçekleştiği, sağlıklı, huzurlu, mutlu, bolluk-bereket içinde, aşk dolu bir yıl olsun.

Etiketler: , ,

20 Ekim 2010 Çarşamba

Hayata veda eden babalar...


Dün yakın bir arkadaşım babasını bu hayattan uğurladı.

O da babası ile çok vakit geçirmemiş, çok paylaşımı olmamış.

İleride anı bankasından çıkartacak baba-kız anısı çok yok yani.

Okula başlarsın, mezun olursun, ilk aşkından ayrılırsın, canın acır, başını dayayacak omuz ararsın, ilk işine başlar, ilk maaşınla ailene-sevdiklerine tatlı ikram edersin, ara ara tökezlersin, mucizelere, başarılara imza atarsın, mutlulukların, mutsuzlukların ayyuka çıkar, içinden taşar, anlatmak istersin. Evlenirsin, çocuk sahibi olursun. Hele imzayı atarken "baba adınız?" sorulduğunda babanın adını söylerken hem kendin hem de yakınlarının boğazında bir yumru olur, geçiştirmeye çalışırsın. Zaten en iyi yaptığın iş haline gelir baban aklına düştüğünde kendini avutup, geçiştirmek.

Hele babalar günü ayrı bir sıkıntıdır. Hem de öyle anneler-babalar-sevgililer-çevre-hayvanları koruma v.s. gibi özel günleri seven, kutlayan biri olmadığım halde.

Bende özlüyorum babamı. Çok özlüyorum.

Yazdıklarım benim hissettiklerim aslında. 16 yıl olacak bu yakınlarda kendisini uğurlayalı. Tek avuntum beni her sorulduğunda mutlu eden soyismim. Babamdan kalan tek şey ve çok kıymetli.

Ne mezun olduğumu gördü, ne başarılarımı, ne mutsuzluklarımı. Kızkardeşimin evlendiğini, torunu olduğunu. Annemin yaş aldıkça daha güzel bir kadın olduğunu.

En çok canım sıkıldığında arıyorum ve keşke babam yanımda olsa diyorum. Saçımın okşanması isteği yaşım kaç olursa olsun devam ediyor çünkü. Hiç babamın prensesi olamadım ben. Olamayacağım da.

Ama mutlu baba-kız gördüğümde gülümsüyorum. Yüreğim burkulmuyor. Ne güzel diyorum benim istediklerimi yaşayabilenler var.

Dileğim ileride bir çocuğum olursa baba-kız yanyana geldiklerinde dünyanın en güzel baba-kızı olsun. İlişkileri her daim güzel olsun.

Bir dilek daha. Eşimin babası hayatta olsun ve "baba" kelimesini şu hayatta bende söylemiş olayım.

Etiketler: ,

15 Haziran 2010 Salı

Yeniköy'de güzel bir yer...



Aslında burası bizim için kendimizi en rahat hissettiğimiz, her an keyif aldığımız bir aile işletmesi.

İki ortak işletiyor ama hiçbir durumda ikilik yok. Hem gelen müşteriler hem çalışanlar dost, büyük bir aile olmuş haldeler.

Samimiyetin ve sık ziyaretin çıkış noktası çalıştığım şirkette en sevdiğim arkadaşımın eşinin ortaklardan biri olması ve o büyük aileye çok çabuk dahil etmesi aslında.

Her daim gidilebilir bir yer. Sabah kahvaltısı, yorgunluk molası verdiğinizde içilecek bir kahve, akşam yemeği, bir kadeh şarap eşliğinde kutlama, moral bulma...

Bilin ki her derde deva insanlar.

Bir haftasonu kahvaltı ile başlayın. Yediğiniz yemekteki her malzeme ayrı bir yerden geliyor. Yani kendileri ne yiyiyorsa size de onu yediriyorlar. Bildik işletmelerden her anlamda farklı bir zihniyet sergiliyorlar.

Ve benim için iyi ki var dediğim insanlar.

Yeniköy Timothy's
Köybaşı Caddesi No: 55-A
Yeniköy-Sarıyer-İstanbul
Telefon: 0212 299 97 45

Etiketler: , , , ,